Kendinizi otoyolda hayal edin: önünüzde dev bir otobüs, arkanızdaki aynada ise tamponunuza yapışmış bir kamyon. Hızınız yasal olarak onlarla aynı, ne geçebiliyorsunuz ne de güvenli bir mesafeye kaçabiliyorsunuz. Bu, Türkiye'deki milyonlarca motosiklet sürücüsünün her gün yaşadığı, yasal ama son derece tehlikeli bir paradoks. Karayollarında kamyon ve otobüs gibi ağır vasıtalarla aynı hız limitlerine tabi tutulan motosikletçiler, can güvenliklerini tehdit eden bu uygulamanın değişmesi için tek bir ağızdan sesleniyor: "Hayatımızı kurtarmak için hız sınırlarımızı otomobillerle eşitleyin."
Rakamlar bu talebin ne kadar acil olduğunu acı bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye'de motosiklet sayısı son yirmi yılda dört kat artarak 1,4 milyondan 5,6 milyonun üzerine çıkarken, yollar motosikletliler için daha güvenli hale gelmedi, aksine adeta bir ölüm tuzağına dönüştü. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı 2023 verileri korkutucu: 89 binden fazla motosiklet kazası, 107 bin yaralı ve bir önceki yıla göre %30 artışla 1301 can kaybı. Ölümlü yaralanmalı kazaların %38'inde motosikletlerin yer alması, mevcut trafik kurallarının iki tekerlekli araçları korumakta ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.
Peki, bu tehlikenin ana kaynağı ne? Motosiklet sürüş eğitmeni Zafer Akçay'a göre sorun, mantığa aykırı hız limiti eşitsizliğinde yatıyor. Bölünmüş yollarda otomobiller 110 km/s ile seyrederken, motosikletlerin 90 km/s hıza mahkum edilmesi, onları daha hızlı araçlar ile kendileriyle aynı hızdaki ağır vasıtalar arasında sıkıştırıyor. Akçay, bu durumu "Bir motosikletçinin en büyük silahı görüştür. Önünüzü kapatan bir kamyonla aynı hızda gitmeye zorlandığınızda bu silahı elinizden alıyorsunuz," sözleriyle açıklıyor. Önündeki tehlikeyi göremeyen ve yasal olarak hızlanıp kaçma manevrası yapamayan sürücü, "elleri kolları bağlı" bir şekilde tehlikeyle baş başa kalıyor.
Aslında bu durum, dünyadaki genel uygulamalara bakıldığında Türkiye'ye özgü bir anomali. Avrupa ülkelerinin tamamına yakınında, motosikletlerin dinamikleri ve manevra kabiliyetleri göz önünde bulundurularak hız sınırları otomobillerle eşit tutuluyor. Zafer Akçay, "Farklı bir trafiğimiz yok, hatta daha kaotik. Çözüm basit bir yasa değişikliğinden geçiyor. Bu farkın mantıklı hiçbir açıklaması yok," diyerek yetkililere sesleniyor. Önerilen değişiklik, motosikletlilerin daha hızlı olmak için değil, trafikteki akışa uyum sağlayarak kendilerine güvenli bir alan yaratabilmeleri için hayati önem taşıyor.
Bu talep, sadece uzmanların değil, her gün bu riski yaşayan sürücülerin de ortak feryadı. Motosiklet kullanıcısı Sercan Yıldırım, "Hep ikinci planda kalıyoruz. İstediğimiz hıza ulaşamadığımız için arkada kalıyor ve diğer araçları göremiyoruz, bu durumdan hiç memnun değiliz," diyerek yaşadıkları çaresizliği dile getiriyor. Motosikletler, daha az yakıt tüketen, trafiği rahatlatan ve yolu daha az eskiten modern taşıtlardır. Onları teşvik etmek yerine, modası geçmiş kurallarla tehlikeye atmak, trafik güvenliğiyle bağdaşmıyor. Bu küçük ama hayat kurtaracak düzenlemenin yapılması, hem binlerce sürücünün hayatını güvence altına alacak hem de Türkiye'nin trafik kültürünü daha modern bir seviyeye taşıyacaktır.



